Satıcının Ayıplı Mal Sorumluluğu Bakımından Alıcının Külfetleri

Ayıp kavramı basit şekliyle satılanda, sözleşme veya satılanın niteliği gereği, taşıması gereken özellikleri taşımaması veya tam tersi taşımaması gereken özelliklerinin bulunması olarak ifade edebilir.

Ticaret Hukuku bakımından en önemli sıkıntılardan birisi satış sözleşmesi içerisindeki ayıp konusudur. Çünkü satış sözleşmesi içerisinde satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun doğması için bazı şartların mevcut olması gerekmektedir. Satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna gidilebilmesi için alıcının gözden geçirme ve bildirim külfetlerini yerine getirmiş olması gerekmektedir. Satıcı, zilyetliği ve mülkiyeti devir borcu dışında Türk Borçlar Kanunu m. 219 kapsamında ayıptan doğan sorumluluğu da vardır.

Ayıp Türleri

Açık ayıp, satın alınmış olan malın gözle görülebilecek şekilde ayıbının bulunduğu hallerde açık ayıp söz konusudur.

Gizli ayıp, satın alınmış olan malın gözle görülemeyen ve malın kullanılması esnasında ortaya çıkan ayıbı varsa gizli ayıp söz konusudur.

Ekonomik ayıp, satın alınmış olan maldan yararlanılması sırasında bildirilen verime ulaşılamıyor veya maldan yeteri kadar yararlanılma imkanını azaltıyorsa ekonomik ayıp söz konusudur.

Hukuki ayıp, satılmış olan malda açık veya gizli bir ayıp olmamasına karşın hukuki sebeplerle malın kullanılması kısmen veya tamamen kısıtlanıyorsa hukuki ayıp söz konusudur.

Ayıpta Sorumluluk

Ayıbın varlığı halinde burada kusur şartı aranmayacaktır. Yani satıcı, sözleşmenin kurulmasından sonra ayıbın varlığından bihaber olsa dahi ayıptan sorumlu olmuş olacaktır. Satış sözleşmesinde ayıp sorumluluğu için satılanın teslim edilmiş, satılanın ayıplı olması, alıcının ayıbı bilmiyor olması ve satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun ortadan kaldırılmamış olması gerekir.

Alıcının buradaki külfetiyse gözden geçirme ve bildirim külfetleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna başvurulabilmesi için bu külfetlerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Buradaki külfet, yerine getirilmemesi halinde yerine getirmeyen taraf için eğer yerine getirilseydi elde edeceği hakların yerine getirilmesini ortadan kaldıran durumları ifade eden bir kavramdır. Gözden geçirme ve bildirim külfetleri yerine getirilmeden ayıptan doğan sorumluluğa gidilebilmesi ve alıcının haklarını kullanılabilmesi adına bu külfetlerin yerine getirmiş olması gerekmektedir. Fakat buradaki külfetler yerine getirilmemesi söz konusuysa satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna gidilemeyecektir. Öğretideki görüş, külfetin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin satıcı tarafından ileri sürülmesi gerektiğini bu halde de hakimin durumu re’sen göz önüne almayacağı; dolaysıyla da alıcı tarafından gözden geçirme ve bildirim külfetlerinin zamanında yerine getirilmiş sayılacağı görüşü baskın olan görüştür. Ancak belirtmek gerekir ki külfetlerin zamanında yerine getirilmediği açıkça ortadaysa böyle bir halin varlığında hakim tarafından re’sen göze alınacağı görüşü baskın olan görüş olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gözden Geçirme

Türk Borçlar Kanunu m. 223 hükmü uyarınca alıcının, almış olduğu satılanı işin olağan akışına göre imkanını bulur bulmaz gözden geçirmesi ve satılanda ayıbın varlığının söz konusu olması durumunda uygun süre içerisinde satıcıya bildirimde bulunması gerektiğine yer vermiştir. Bu halde eğer alıcı satılanı gözden geçirmeyi ihmal etmişse artık bu haliyle satılanı kabul etmiş sayılacaktır. Satılanın gözden geçirilmesiyle ortaya çıkamayacak bir ayıbın varlığı söz konusuysa, bu ayıp ne zaman ortaya çıkarsa bunun satıcıya bildirilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde burada da ayıbın alıcıya bildirilmemesi söz konusu olursa satın alan malı ayıplı olarak kabul ettiği sonucu ortaya çıkacaktır. Türk Borçlar Kanunu burada kesin bir süre belirtilmeyip işlerin olağan akışı şeklinde belirterek durumu her somut olay için ayrı ayrı değerlendirilmesi sonucuna varmıştır. Somut olayın değerlendirilmesinde ise imkanın bulunması ve işlerin olağan akışı şartları esas alınmaktadır. Bunların dışında eğer satılan malın bozulma hali gibi bir durum söz konusuysa satılan malın niteliği de süre anlamında bir sınırlama getirecektir. Satılan malın gözden geçirilme için süresi teslim anından sonra başlayacaktır. Ancak alıcının satılanı teslimden öne ayıbın varlığını bilmesi durumunda, satılanı ayıplı olarak kabul etmiş sayılacaktır. Yani alıcı satın aldığı malın defolu mal olduğunu bilerek ve bu malı isteyerek satın almışsa artık ayıplı olarak satılan malı haberdar olduğu için bunu kabul etmiş sayılır ve satıcının ayıptan doğan sorumluluğu ortadan kalkmış olacaktır.

Ayıp Bildirimi

Türk Borçlar Kanunu m. 223 hükmü uyarınca satın alan, satın alınan malda satıcının ayıptan doğan sorumluluğunu gerektirecek bir durumun varlığını görürse uygun bir süre içerisinde bunu alıcıya bildirmesi gerektiği şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda satın alınmış olan mal üzerindeki ayıpların somutlaştırılarak satıcıya açıklamalı bir şekilde bildirilmesi gerekir. Alıcı ayıp bildirimi yaptığı anda aynı zamanda da seçimlik haklarından hangisini kullanacağını belirtebilir. Buradaki seçimlik haklar olarak karşımıza malın ayıbına karşılık bedelinde indirim, malın ayıbının onarılması, malın değiştirilmesi veya malın bedelinin iadesi gibi haklar çıkmaktadır. Alıcı bu haklardan birisini seçip alıcıya bildirebilir. Ancak alıcı bildirimle herhangi bir seçimlik hakkını kullandığını belirtmeyerek daha sonra zamanaşımı süresi içerisinde hangi seçimlik hakkını kullanacağını satıcıya bildirimde bulunabilecektir. Türk Borçlar Kanunu m. 225 hükmü bildirimin uygun süre içerisinde yapılmasını öngörmüş ve uygun sürenin ne olacağı her somut olay için farklılık gösterecek olan durumdur. Somut olay bakımından malın bozulması halinin varlığı, malın özellikleri, ayıbın türü ve ayıbın kapsamı bildirim süresinin belirlenmesinde temel alınacaktır.

Sonuç olarak, satıcının ayıptan doğan sorumluğuna gidilebilmesi için satılan malın teslim edilmiş olması gerekir. Satılan malda ayıbın varlığıyla satıcının sorumluluğunun ortadan kalkmasına sebep olan herhangi bir anlaşma hükmünün sözleşmede yer almaması ve alıcının da malı satın alırken malın ayıbını bilmiyor olması gerekir. Alıcının, satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna gidebilmesi için gözden geçirme ve bildirim külfetlerini yerine getirmesi gerekmektedir. Burada bahsi geçen bildirim herhangi bir şekle tabi olmaksızın satıcıya karşı yapılabilecektir. Külfetlerin yerine getirilip getirilmediği satıcı tarafından ileri sürülecek bir durumdur. Zira buradaki külfetlerin yerine getirilmesi hususu mahkemece re’sen gözetilmeyecek bir durumdur.

İLETİŞİM FORMU

Lütfen formu eksiksiz doldurunuz.